Birleşik Krallık’ta yapılan yeni bir araştırma, 2.700 uluslararası öğrencinin flört tercihlerini inceledi. Araştırma, hem erkeklerin hem de kadınların hayat boyu partnerlerinde tercih ettiği en önemli özelliğin nezaket olduğunu ortaya çıkardı. Görünüş, finansal istikrar ve mizah anlayışı da önemliydi ancak kültürler arasında farklılıklar vardı.
Çoğu zaman partnerlerimizden gerçekçi olmayan beklentilerimiz vardır ve onların bizi çeşitli şekillerde tatmin etmelerini isteriz. Ancak ömür boyu sürecek bir eş seçerken her şeyden önce öne çıkan bir nitelik var: NEZAKET
Altı ülkeden üniversite öğrencileriyle yapılan yeni bir araştırma bunu söylüyor. Parayı geride bırakıyor ve gençlerin en çok arzu ettiği en önemli özellik gibi görünüyor.
Birleşik Krallık’taki Swansea Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma, “Doğu” ülkeleri Singapur, Malezya ve Hong Kong ile “Batı” ülkeleri İngiltere, Norveç ve Avustralya’da yaşayan 2.700 öğrencinin flört tercihlerini içeriyordu . Dünya genelinde davranışlarda bazı farklılıklar fark edilirken, belirgin benzerlikler de vardı.
Araştırma için katılımcıların bir eş seçebilecekleri sekiz özellik vardı: fiziksel çekicilik, yaratıcılık, iyi mali beklentiler, nezaket, mizah, dindarlık, iffet ve çocuk sahibi olma arzusu.
Öğrencilerden hangi özelliklerin gerekli, vazgeçilmez ve hangilerinin lüks olduğunu bulmaları istendi.
Gençler ortalama bütçelerini yüzde 22-26’sını iyiliğe harcıyor, bu da bir zorunluluk haline geliyor. Bunun dışında, erkekler en çok dış görünüşe önem verirken, kadınlar finansal istikrarı olan partnerleri tercih ediyor. Öte yandan, iffet, yaratıcılık ve çocuk sahibi olma arzusu gibi özellikler hem erkekler hem de kadınlar için lüks olarak ortaya çıktı ve bütçenin %10’undan daha azını aldı.
İŞTE ÖNEMLİ BULGULARIN BİR TABLOSU:
Araştırmanın ortaya çıkardığı ilginç kültürel farklılıklardan biri de mizahın tüm kültürlerde erkekler için vazgeçilmez olduğu görülürken, yalnızca Batılı erkekler için bir “gereklilik” olduğuydu. Araştırma, Doğu kültürlerinde bunun daha az öncelikli olduğunu öne sürüyor.
Çocuk sahibi olma isteği de Batılı kadınlar için daha öncelikliydi. Baş araştırmacı Dr. Andrew G. Thomas bunun aile planlamasındaki farklılıklarla ilgili olduğunu açıkladı .
Thomas, “Doğum kontrolünün yaygın olduğu kültürlerde, eşin çocuk sahibi olma arzusu, aile kurma olasılığını öngörebilir” dedi. “Buna karşılık, doğum kontrolü kullanımının daha az yaygın olduğu kültürlerde, çocuk sahibi olmak bir ilişkideki cinsiyetin doğal bir sonucu olabilir ve bu da çocuklara yönelik gerçek arzuyu daha az anlamlı hale getirebilir.”
